Necip Usta’nın Türk Tatlı
Sanatı kitabı bütün çocukluğum boyunca milliyet’in verdiği yemek
kitapçıklarının, Tuğrul Savkay’ın Cumhuriyet’teki köşesinden kesilip saklanmış
kupürlerin, Sana’nın hediye ettiği kitapçıkların yanında durdu. Her yaz, canım sıkıldıkça açıp açıp
resimlerine büyülenmiş gibi bakar, özellikle Necip Ustanın malzemeleri tanıttığı
o detaylı tabloları ilgiyle inceler, başka dünyalara dalardım.
Necip Usta’nın 1970 lerde bu
kitabı yazarken aklında ne vardı, neden ev kadınlarının Düşes Dangulem’den
Spadon’a 30 çeşit armutun adı ve piyasada bulunabileceği aylar hakkında bir
tabloyla ilgileneceğini düşündü bilinmez. Ama ben bu kitabı 1990ların başında
okuyan bir çocuk olarak okuyunca çarşıda pazarda bu kadar çok çeşidi göremeyip anneme
sorduğumu, yıllar sonra Hollanda’da yaşarken
kitaptaki acayip isimler karşıma çıkınca çok heyecanlandığımı
hatırlıyorum.
Kitabın 1970 model
fotoğrafları, Necip Usta’nın otel balo salonu estetiği kadar beni büyüleyen
başka bir yanı da içindeki nottu. Babam bu kitabı annemin 29. doğumgününde hediye etmiş,
içine de iyi dileklerini yazmış. Anne ve
babam 1982’de ayrıldığına göre o iyi temenniler demek ki çok da ise
yaramamış. Ama belli ki onlar da bir
zamanlar başka normal çiftler gibi birbirlerine iki satır not yazmışlar,
şakalar yapmışlar, birbirlerini sevmişler. Nedense kitaptaki iki cümle bana
annemle babamın evliliğini sağlamak konusunda benim ve ablamın varlığımdan daha
gerçek bir kanıt gibi geliyor. İnsan yeri geldiğinde çok da bayılmadığı birinden
çocuk yapabilir ama durup dururken sevmediği birine Türk Tatlıları kitabı almaz
bence. Ya da kitabı o kadar yıldır saklamaz. Di mi?
Bu
yıl Türkiye’deyken kitabı bir daha okudum. Necip Usta’nın ilginç Türkçesinin
sırrını merak ettim. Bu kadar anlatim bozukluğu acaba Amerika’da
yaşadığı için mi oluşmuştur diye düşündüm.
(Kendi Türkçe’min bozulması beni çok endişelendiriyor) Bu mücevher
değerindeki eserden en sevdiğim kısımları Obur Sincap okurları ile de paylaşmak
istedim ki, olur da evde tavuk göğsü tatlısı yapmaya karar verirlerse en iyi
sonucu 4 kg manda sütü ve 750 gr. pirinçle yapacakları subye ile alacaklarını
bilsinler, tavuk göğsünün tavuğunu kestikten sonra hemen tüylerini yolup daha
hayvan sıcakken pişirmeye başlasınlar. Tavukları haşlandıktan sonra amman ha tavuğun göğsünün iki ucundan tutup
karşılıklı baş birinci ve ikinci parmaklarıyla çiftetelli oynarken parmak şaklatır gibi tavuğun göğsünü ovmayı ihmal etmesinler.
Sevgili Obur Sincaplar, eğer elinizde eski yemek kitaplarınız varsa, hepsine talibim, haberiniz olsun.