Geçtiğimiz Pazar
bizim evde levrek sıklıkla yaptığım gibi ızgara veya buhar sepetinde
zencefilli, acılı şekilleriyle değil, anam babam usulü, pilaki olarak pişti. Eminim hepinizin
bir pilaki tarifi vardır ama ben de yazayım, burada bulunsun:
Ben tek bir büyük
levrek için 2 büyük soğanı, kırmızı ve sarı paprikaları, üç dört tane acı sivri
biberi zeytinyağında öldürdüm. Dört beş dış sarımsak ve azıcık domates salçası
ekledim, şu yerine beyaz şarap koydum, iki defne yaprağı attım, sebzeler biraz
yumuşadılar. Sonra küp küp doğranmış 2 iri domatesi de ekledim, onlarla da
biraz pisince ateşten aldım, kıyılmış maydanoz ekledim. Tuz, karabiberi
unutmadım elbette.
Bu karışıma
isteyen haşlanmış patates, havuç vs de ekler ama ben öyle sevmiyorum. Sebzeler biraz ilininca fırını 170 dereceye
işittim, sebzelerin birazını balığın karnına, kalanlarını tepsinin kenarlarına
yerleştirip, dilim dilim kesilmiş yarım limonu tepsinin sağına soluna
sokuşturup, son olarak da biraz daha beyaz şarap ekleyip fırına gönderdim. Balık 30 dakika
sonra nefis bir şekilde pişmişti, suyuna ekmek banmalık. Yanına yeşil salatayla
sevine sevine yedik.
Hadi siz de bir
Pazar günü tam da mevsimi olan palamutla, dilerseniz levrekle, veya başka bir
sevdiğiniz iri balıkla anam babam usulü pilaki yapın, hatta cosun, suyuna beyaz
ekmek banın. Daha da coşasınız varsa yemeğin yanına azıcık fıstıklı helva da
alın, iyi gider. Pazar günü biraz
da nostaljik bir gündür ne de olsa. İnsanın aklına olmadık eski anılar gelir.
Balığınızı eski moda pişirmişsiniz, size kim karışabilir? Yemeğin üzerine Bizimkiler, Parlament sinema
kuşağı gibi zevzeklikler yapmadıkça kimse.
No comments:
Post a Comment