Sunday 15 May 2016

Öğlen+Akşam Yemekleri

Geçtiğimiz hafta Ahmet iş seyahatindeyken, bir de yalnız başıma ne yediğimi belgeleyeyim dedim. Evden çalıştığım için öğle yemeklerimi de evde kendim hazırlıyorum. Eve söyleyebileceğim şeyler sınırlı, zaten dışarıda tırı vırı yemeyi de sevmem. Bol yağlı, içeriği belirsiz, malzemesi kalitesiz şeyler bu yaşımda bana artık dokunuyor. Bir gün yesem, ikinci gün cidden yiyemem; midem yanar, karnım ağrır.   


Pazartesi quesadilla yapıp yedim çünkü bir gün önce bir tencere chili yapmıştım. İçi hazır olunca hemen böyle bir şey yaptım ve tüm yalnız yemeklerimde adetim olduğu üzere bilgisayardan bir şeyler izleyerek yedim. Burada Mr. Selfridge izliyorum; bakınız ex-Leydi Mae.


Akşam gazpacho yaptım. Wasa'nın üzerine beyaz peynir, yumurta, maydanoz koydum. Game of Thrones ekibinin 2014'te katıldığı Comic Con panelini seyrettim.


Salı öğlen yine quesadilla yedim. İşim çok olduğundan, oyalanmak istemediğimden Mr. Selfridge'in final bölümünün yarısını izledim. Akşam Deniz Bey'in bu hafta tarifini verdiği bu havuç salatasını yerken diziyi de bitirdim. Yalnız böyle istikrarlı dizi görmedim, yapımda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Dört sezon boyunca ne büyük keyif verdiler, ne insana eziyet oldular. Ben dekor, kostüm, zamanının adetleri için izledim, o konularda istediğimi aldım.

Deniz Bey'i de tebrik ediyorum, böyle şahane bir salatayı keşfettiği için. Fıstık konusunda ise kendisine katılıyorum. Ayrıca ben tahin koyduğum yemeklere, tahin zaten çok yağlı olduğu için zeytinyağı koymuyorum.


Çarşamba öğlen çok işim vardı, yemek arası veremedim. Çalışmaya devam ederken komşunun getirdiği tatlı desem değil, tuzlu desem değil ama şahane kurabiyeleri beyaz peynirle yedim.


Akşam daha önce tarifini verdiğim şu yumurtalı-pestolu sandviçi yedim. Leo'nun Ellen'a çıktığı programı izledim. Leo'nun bu sefer Oscar almasına elbet ben de çok sevindim ama bu Oscar beni düşündürdü de. Leo, Reverend için belli ki çok büyük zorluklar çekmiş, vejetaryenliğine rağmen çiğ etler yemiş falan. Üstüne üstlük hikayesi de çileliydi. (Ben o dönem kuzey ormanları ve Kızılderililer'e taktığım için filmi çok keyifle izledim.) Fakat bence Leo'ya Oscar benim sırf çıktığı sene üç kez seyrettiğim The Wolf of Wall Street'teki rolüyle verilmeliydi. Ha, onu da geç, sırf o Daisy ile kuzeninin evinde seneler sonraki ilk buluşmasındaki o aşırı heyecanlı ve gergin hali, üstüne Plaza Otel'de Leo'nun oynadığı Gatsby karekterinin kendisinin oynadığı karakterin içinden sinirle fırlayan o gerçek hali için bile Leo'ya Oscar'ı verirdim ben. Bu sahneler muhteşem sahnelerdi. Piiuuu....


Perşembe öğlen mor lahanalı, acı biber turşulu, makarnalı salata. Sırf kendime hazırladığım bu tip salatalara herhalde son bir senedir hiç zeytinyağı koymuyorum. Başta bu işi çok garipsemiştim, şimdi çok alıştım. Limon ve nar ekşisi bana yetiyor. (Bu dediğim yeşil salatalar için geçerli değil.) Beyaz peynirin üzerinde Ikea'nın sattığı şu kızarmış çıtır soğanlardan var.


Akşam spiral rendeyle hazırlanmış pestolu-yoğurtlu kabak makarnası. Üstüne birazcık ceviz. Duruma fazla iyimser yaklaşmışım, bir saat koştuktan sonra hazırladığım bu yemek beni kesmedi. Dokuz, on gibi dayanamayıp o saatte yememek için hemen ton balıklı makarna hazırladım. Bir nevi puttanesca; domatesli hazır makarna sosu, közlenmiş biber, zeytin, ton balığı. Doydum.



Cuma öğlen yine çok işim vardı. Öğle molası verecek vaktim yoktu. Yine bilgisayar başında granola barla bir kase yoğurt yedim. Akşam Ahmet geldi, Pizza Lokal diye yeni açılmış bir yerde pizza yedik.  Senede sanırım sadece 2-3 kez pizza yiyorum, pizzada aradığım tat çok belli, son altı senedir yaptığım şeye devam edip İstanbul'da bir daha Miss Pizza dışında bir yerde pizza yememeye ant içtim.

2 comments:

  1. Akşam quesadilla mı yapsam ben de! Enchilada yapacaktım ama derhal yan çizdim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Efem, en önemlisi ne yaparsak yapalım, yanına margarita yapmak, öyle değil mi ama? :D

      Delete