Friday 2 September 2016

Yalnız Yaşayanlar İçin Yemek (Ya Da Çok Yaşa Derin Dondurucu)

Sağlıklı, ev yapımı yemeklere gönül vermiş, sevgili yalnız yaşayan kişi; seni tüm kalbimle kutlarım. Tek başına yemek yapmak, yemek hazırlamak, sağlıklı bir öğün düzeni oturtmak çok zor bir şey; özellikle de neyi ne kadar pişireceğine karar vermek… Annenin yaptığı gibi bir kilodan zeytinyağlı fasulye yapıp beş gün sabah akşam yiyince tiksinmek, pideciyi speed dial’e bağlayıp popon pide olana kadar hamura dayanmak an meselesi.
 Yeni başlıyorsan her akşama, her öğüne iddialı hazırlıklar gerektirecek yemekler yerine haftanın üç gününe gidecek kadar yemek pişirmeyi hedeflemek daha gerçekçi bence. Her hafta bir çorba/zeytinyağlı ve bir iki gün yenebilecek bir çeşit yemekle konuya ısın. Bakalım ne kadar tüketiyor, ne yemek istiyorsun? İşe gözlem yaparak başla. Dışarıda bir yerde yemek yediğinde önüne kaç köfte, ne kadar patates, ne kadar salata geliyor? Ya esnaf lokantasında ne kadar yemek var tabağında? İşte o miktar evde de ölçün. Çılgınlar gibi her seferinde beş köfte yoğuramayacağına, çeyrek brokoli alamayacağına göre hazırladıklarını dondurmak en kolay yol olacak.
Etlerini bir seferde alıp porsiyonluk paketle. (Benim için bir porsiyon 120- 150 gram et, her ne kadar diyetisyenler 80–100 gram dese de.) Kıyma aldığında onu kıyma olarak dondurup akşam saat yedide yorgunluktan ölürken bir kıyma topağıyla “Ee, daha bunu köfte yapacağıdım,” diyerek bakışacağına bir cumartesi ya da pazar günü köfte haline getirip dondur, köftenle bakış.  Brokoli, karnıbahar gibi sebzelerin en küçükleri bile çok görünüyorsa gözüne, kalanını çiğden dondur. Bir şekilde dondurmayı unuttun ve haftanın sonuna doğru dolabında üzülmeye başlamış brokoli, karnabahar, havuç, pirasa, soğan vs kalmışsa hepsini birden haşlayıp sebze çorbası haline getir. Hiçbir restoranda da önümüze en taze sebzelerden yapılma sebze çorbası gelmiyor ne de olsa, atmayın onları, yazık günah. Olmadı tavada kavurup sebzeli omlet yap. Bütün çorbaları ve sebze yemeklerini elbette ki dondurabilirsin. Dondurmalısın da, 300 gram yemek için uğraştığın vakitle 1 kilo arasında müthiş bir fark yok çünkü. Bir seferde yap, üçe bol, üç değişik zamanda ye.  Zeytinyağlılarını, sebze yemeklerini (fasulye, barbunya, pırasa, bakla gibi pişerken çok da küçülmeyenleri) 300 gram sebzeden yap. Ispanak, semizotu pazı gibi şeyler çok görünse de pisince bir avuç kalacakları için iki günlük yemek için 500-600 gram gerekir, şaşırma. Kabak/ biber dolması gibi taneli yemekler yapacaksan 6 tane dolma rahat rahat yeter. Artan dolma içini her zaman dondurabilirsin.  Patatesi sadece evde bulunsun diye alıyorsan bir kilodan fazla alma, filizleniyor. Soğan da öyle, birer kilodan al, annen gibi 3-5 değil. Bakliyatlar işin en kafa karıştırıcı kısmı. Bir cinsi bir diğerininki, bir paket bir diğerininkini asla tutmuyor. Tek başına, iki akşam yemelik mercimek, kuru fasulye vs. pişirmek istiyorsan 1 cup ölçüsünü kullanmanı öneririm. 1 cup bakliyatı ıslatmak ve haşlamak bana çok anlamsız bir uğraş gibi geldiği için bunu da yapmışken en azından iki cup ölçüsünde yapıp, yarısını haşlanmış halde dondurursan salatalarına da kullanabilirsin. Pirinç, bulgur vs. de 1 cup pişirdiğinde bol bol yetiyor. Makarna için şekilli ölçü yüzüklerifalan satılsa da bir paketin üçte birinin daima iyi bir ölçü olduğuna inanıyorum.

Üşenme, pes etme. Kimse anasının karnından yemek yapmayı bilerek doğmuyor, herkes bir şekilde deneye yanıla öğreniyor. Temel tariflerden sonra çok oyuncaklı bulduğun şeylerin bile aslında yapılabilir olduğunu göreceksin. Hem evde iki dakikada bir şeyler ortaya çıkarmak da, maaş gününün gelmek bilmediği aylarda tedarikli olmak da, kendi seçtiğin şeyleri yemek de ayrı bir zevk. Afiyet olsun!

2 comments: